Tarih Haber Girişi : 01 Ağustos 2021 16:00

MİLLİYETÇİ CEPHE HÜKÜMETİ’ NİN KURULMASINDA ADALET GAZETESİ’ NİN ROLÜ

MİLLİYETÇİ CEPHE HÜKÜMETİ’ NİN KURULMASINDA  ADALET GAZETESİ’ NİN ROLÜ

MİLLİYETÇİ CEPHE HÜKÜMETİ’ NİN KURULMASINDA

ADALET GAZETESİ’ NİN ROLÜ

Seyit SEVDİ

Bir Döneme Damgasını Vuran Gazete: Adalet Gazetesi

Adalet Gazetesi bir döneme damgasını vuran bir yayın organıdır. Gazete, daha çok sağ kesime yakın olurken DP fikirlerini savunmuştur. DP’ ye yakın olan AP’ yi desteklerken daha sonra 1970 yılında AP’ den ayrılan yeni kurulmuş olan Demokratik Parti’ yi destekleyerek basında sözcüsü haline gelmiştir.

Adalet Gazetesi, Turhan Dilligil[1] tarafından kurulmuş, basın tarihinin önemli bir gazetesi olurken aynı zamanda Dilligil, 1962-1986 yılları arasında sahibi ve kurucusu olduğu Adalet Gazetesinde “Sokaktaki Adam” rumuzuyla yazılar yazmıştır.[2] Adalet Gazetesi, 1964-1968 yılları arasında tirajı 40 bini bulmuş ve gazete 31 Aralık 1985 yılında son kez yayın yaparak kapanmıştır.[3]

ADALET GAZETESİ SÖZ
DP’ nin fikrini savunan aynı zamanda tarihimizde bir slogan olan “ Söz Milletindir” yazısı ve DP’ nin el amblemi

12 Mart Muhtırası

12 Mart 1971 Muhtırasına giden süreçte, ülke kendi içerisinde birçok sorunlar yaşamıştır. 1969 seçimlerinde Adalet Partisi yeniden iktidara gelirken, Dünya da gerçekleşen sosyalist hareketler Türkiye’ deki gençliği de etkilemiştir. Özellikle Kanlı Pazar Olayı bir dönüm noktası olmuştur.[4] Türkiye de bu dönemde gerçekleşen olaylar ise, adam kaçırmalar, banka soygunları, ekonomide ki bozulmalar ve Türk Lirasının değerini kaybetmesi, ODTÜ Olayları, haşhaş meselesi gibi sebepler muhtıraya ortam hazırlamıştır. Johnson Mektubu sonucu toplumda yükselen ABD- karşıtı tepkiler, TİP’ in Meclise girmesi ve DİSK, Dev-Sol yapıların güçlenmesi gibi artan sol faaliyetlerin ordunun duyduğu rahatsızlık, DP’ lilerin Af Sorunu ve Genel Af sorunları[5], sokak olaylarının giderek artmasıyla iktidarda bulunan AP’ ye 12 Mart 1971 yılında bir muhtıra verilmiştir.

Adalet Gazetesi, bu dönemde DP’ nin de kurulmasıyla iktidarda bulunan AP’ yi sert bir biçimde eleştirmeye başlamıştır. Özellikle Tağmaç’ ın açıklamalarını net şekilde vererek askerin yanında yer almış, AP’ ye karşı cephe almıştır.[6] Özellikle Türkiye’ de tüm olan olaylardan Adalet Gazetesi, AP’ yi sorumlu tutarken, Demirel’ e sert şekilde yüklenilirken[7] anarşiyi ise Demirel’ in kışkırttığını yazmıştır.[8]

Demirel ülke içerisinde birliği sağlayamazken, ABD Hükümetinin Haşhaş konusunda Demirel Hükümetine baskı yapmış, Demirel her ne kadar dirense de ABD 12 Mart Muhtırası ile Haşhaş Yasağını getirecektir. ABD, Türkiye’ yi suçlayarak önlemler almaya çalışırken, gençlerin uyuşturucu alışkanlığına karşı başlattığı mücadelede, Amerikan eroininin yüzde seksen oranında kaynağını Türkiye’de üretilen haşhaşa bağlamış, üretiminin durdurulmasını istemiştir. AP Hükümeti haşhaş üretiminin kısıtlanmasını reddetmiş, Demirel ABD tarafından istenmeyen adam olmuştur.

AP’ den ayrılan DP’ liler, yapılan Divan Toplantısında konuşan Bozbeyli, Demirel’ in direnmesini rejim için tehlikeli görmüş ve eleştirmiştir.[9] Darbeye iki gün kala toplanan Milliyetçi Kuruluşlar son olaylar hakkında, anarşi yuvalarına karşı önlem alınmasını söylerken[10], Ordu tarafından yapılan son toplantıda siyasi durum gözden geçirildikten sonra anarşistlerin cezalandırılmasını isterken, Tağmaç, orduya silah çekenlerin de cezalandırılmasını istemiştir.[11]

Muhtırada, “anarşi” yi sona erdirebilecek ve reformları “Atatürkçü bir görüşle” uygulayacak güçlü ve inandırıcı hükümetin kurulması isterken eğer ordunun talepleri yerine gelmezse, “anayasal görevini yerine getirecek” ve iktidara el koyacak, 27 Mayıs sürecindeki gibi iktidara el koyup meclisi fesih edecekleri söylentileri ortaya çıkmıştır.[12]

Ordu içerisinde bir cunta oluşmuş ve bu cuntanın lideri olan C. Madanoğlu Türkiye’ nin demokrasiden saptığını söylemiş ve 9 Mart 1971 günü harekete geçip darbeyi yapmayı planlamıştı. Genelkurmay ve MİT’ in darbeyi öğrenmesi üzerine bu girişim bertaraf edilmiştir.[13]12 Mart 1971 günü, saat 13.00’de, Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç ve kuvvet komutanlarının imzasını taşıyan muhtıra Türkiye Radyolarında okunmuş ve Süleyman Demirel Hükümeti istifaya davet edilmiştir.[14]

Dış basında darbenin değerlendirilmesine bakarsak, Times Gazetesi, “Bugün harekete geçen generaller bu davranışta bulanmamış olsalardı, belki alt kademeler bir müdahaleye gidebilirdi.” demiş ve devam ederek, “Bundan sonra kurulacak hükümete kesin yetkiler tanıyan bir anayasa hazırlanabilir. Ancak politikacı ile ordu arasındaki ilişkileri tekrar bir düzene sokmak daha da zorlaşacaktır.” demiş, Guardian Gazetesi Yunanistan’ da ki olaylarla karşılaştırarak, “Türkiye’ ye de Yunanistan’ da ki gibi bir rejim geldiği takdirde demokrasinin kalesi NATO ve Batılılar zor duruma düşeceklerdir.” Gazetelerinde ve basınlarında 12 Mart sonucu değerlendirmişlerdi.[15]

12 Marttan sonra tarafsız bir kabine kurulmak istenmesi ve Erim’in CHP’den istifa ederek ‘’Teknokratlar Hükümeti’’ kurmasıyla 1.Erim Hükümeti[16] kurulmuştur. 34.Hükümeti kurmasıyla Erim istifa etmiş yerine 35.Hükümet Ferit Melen Hükümeti gelmiştir. Korutürk’ün Cumhurbaşkanı seçilmesiyle Melen, Cumhurbaşkanına istifasını vererek görevini tamamlamıştır. Melen görevden çekildikten sonra CGP ve AP’ nin adayı olan Naim Talu gösterilmiş ve 15 Nisan 1973’te 36. hükümet kurulmuş oluyordu.

İktidar mı Koalisyon mu? 1973 Seçimleri

Feroz Ahmad değerlendirmesinde, “Demirel’ in üstesinden gelmek zorunda olduğu bir engel de, aynı seçmen için yarışan partilerin çoğalmasıyla belirginleşen sağdaki parçalanmaydı. Bu durum, AP’ nin oy bankasından bir kısmını eline geçirmesi kesin olan Demokrat Parti için özellikle geçerliydi. Güven Partisi kağıt üzerinde 1969’dakinden daha güçlüydü ve sağ kanat CHP oylarını almaya umabilirdi. Selamet Partisi bilinmiyordu; fakat “dini oyları” çekmesi bekleniyordu. Beklenti Ap’ nin yine birinci parti olacağı yönündeydi.”[17]

CHP seçime yeni bir kadro yeni bir liderle 1973 seçimlerinden umutluydu. Özellikle Ecevit’ e yakıştırılan “Karaoğlan”, “Umudumuz Ecevit” gibi sloganlar CHP için birer propaganda niteliğindeydi.[18]Nitekim DP, AP’ nin seçmeninden oy alabilmek için eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ ın desteğini aldı.[19] Bayar Demokrat Parti İl Kongrelerine katılıyor, konuşmalar yapıyor, eski Demokratların, DP yanında olduklarını göstermek istiyor, gönlünün DP’ de olduğunu açıklarken aynı zamanda CGP’ de CHP’ den ayrılan Feyzioğlu CHP tabanından oy desteği almaya çalışıyor, Feyzioğlu ise, İnönü’ nün desteğini almaya çalışmış bu durum başarısız olurken, MSP ise hem AP hem de CHP’ den oy almaya çalışıyordu. MSP, AP’ yi “renksiz” CHP’ yi ise “solcu”[20] olarak nitelendiriyordu. Seçimlerin daha çok AP-CHP arasında geçtiği görülürken, iki siyasal parti meydanlarda birbirlerini suçluyorlardı. Seçim sonuçlarında Adalet Gazetesi AP için şu manşeti atmıştır:[21]

“Beklenen hezimet:

Millet AP’ yi iktidara layık görmedi.”

AP’ yi destekleyen Son Havadis gazetesiyle de manşetiyle dalga geçerek, “Dev Aynası Kırıldı” şeklindeki yazısında, “Seçimden iki gün öncesine kadar bile burunlarının ucunu göremiyor ve yerinde yeller esecek saltanatı devam edecek sanıyorlardı.”

dscsdc

Seçimden Önce Son Havadis Ve Onu Eleştiren Adalet Gazetesi, 16 Ekim 1973

Seçimlere katılım 64,3 ile en düşük katılımlı 1969 seçimlerini 2,5 puan geçerek % 66,8'de kalmış, sekiz partinin katıldığı seçimde AP % 29' la 149, CHP % 33' le 185, DP % 11' le 45, MSP % 11' le 48 ve CGP % 5 ile 13 milletvekili çıkarmıştı.[22]

Seçim sonuçlarını Demirel’ e kesen gazete[23], “Seçim sonuçları, Demirel ve ekibi yüzünden AP’ yi bekleneninde üstünde hezimete uğratırken CHP’ yi başa getiren parti haline getirmiştir.” ifadelerini kullanırken, seçim sonucu MSP ve DP’ ye yaramış, bu seçimde TBP lideri Mustafa Timisi ile MP’ nin yeni lideri Cemal Tural’ ı, eski TİP lideri İstanbul Adayı M. Ali Aybar parlamento dışı kalmıştı.[24]

Financial Times Gazetesi ise seçim sonuçlarının Türkiye’ yi, “Politik bir güvensizliğin içine ittiğini” söylerken, aynı zamanda kurulacak olan koalisyon hükümetleri de kararsız hareket edeceklerdi.[25](Financial Times gazetesinin yaptığı yorum ilerleyen yıllarda haklı çıkacaktır.)

Demirelsiz Cephe Hükümeti Fikri ve Tartışmaları

1965-1971 yıllarında ülkeyi yöneten AP, seçimlerle iktidarı kaybetmiştir. İş çevreleri bir CHP-AP Koalisyonu isterken, Demirel bu koalisyona yanaşmamış ve ‘’Halk bize muhalefet görevi verdi’’ diyerek koalisyona kapılarını kapatırken, F. Bozbeyli ise, sağdaki partilerin liderleri toplanmalı[26] ve bir sağ koalisyon kurulması teklifini sunmuştur.[27]

Cephe Hükümeti fikri Bozbeyli tarafından söylenmiştir. Bu girişim Celal Bayar önderliğinde başlatılırken, Demirel, Bayar’ ı Milliyetçi Cephe Hükümeti lideri konumunda görmüştür. Demokrat Parti Genel Başkanı Ferruh Bozbeyli, “Sağ Cephe Koalisyonu” kurulması için yaptığı çağrıya AP Genel İdare Kurulu’ nun olumsuz tavır takınması AP Teşkilatında genel merkeze karşı bir tepki oluşmuş idi.[28] Demirel, bu çağrıya olumsuz kalırken, DP Divanı, Sağ Cephe için söylevine devam etmiş,“Milletin çoğunluğu sola karşıdır” demiş[29] ve MSP’ de Demirel’e bir mektup yazarak kararını değiştirmesini istemiştir.[30] Demirel tüm baskılara direnerek “Sağ Koalisyonu” reddetmiş ve CHP-MSP Koalisyonu kurulmuştur.

CHP-MSP Koalisyonunun devam ettiği Temmuz aylarında DP Genel Başkan Yardımcısı Cevat Önder yaptığı açıklamada,”Milliyetçi Cephe Demirel tarafından sabote edilmektedir.” ifadelerini kullanırken,[31] AP Temsilciler Meclisinden yapılan açıklamada Milliyetçi Cephe konusuna değinilmiş, “Bir araya gelerek güç kazanmanın sağlam ve güvenilir yolu komünizme karşı en güçlü bir siyasi teşekkülü olan AP ile açılmalıdır. Bu fikri paylaşanlarla partimiz saflarında daima açık olduğu her vesile ile ifade edilmiştir.”[32] ve AP Milliyetçi Cephe hükümetine sıcak bakmamıştır.

Lakin Cephe hükümeti için baskılar devam ederken,. AP vekili Murat Bayrak, Ecevit Hükümetini eleştirmiş ve “Hükümetin dış politikası, Türkiye’ yi NATO’ dan ayırmak, bilhassa Amerika Birleşik Devletleri ile bağları gevşetmek ve koparmak istemektedir.” derken, bu durumda “Milliyetçi Cepheyi kurmak kaçınılmaz bir görevdir.” açıklamasını yapmıştır.[33]

Cephe Hükümeti

Bu dönemde ülke sağ-sol, İslamcı, milliyetçi gibi ideolojik akımlara bölünürken, bu ayrışma günlük hayata yansımış, her görüş kendi derneklerini oluştururken, bu ayrışmalar basına da yansımıştır.[34]

Daha önceleri Demirel’ i suçlayan Adalet Gazetesi, CHP-MSP koalisyonun kurulmasından sonra suçlamayı bırakırken, bu koalisyona karşı bir “Cephe Hükümeti” kurulmasını daha sonra gazetesinde yazmaya başlamıştır. Bayar ve Demirel’ in görüşmesi Cephe Hükümeti için atılan en önemli adımlardan biri olurken, Bayar’ ın “Milliyetçi Cephe” teklifini alan Demirel, görüşmek için İstanbul’ a geliyordu.  Özellikle siyasi hakların[35] verilmesinden sonra Bayar şu açıklamayı yapmıştır, “Ben siyasi haklar iadesinden sonra yeniden doğdum. Ondan önce olanların üstüne sünger çektim” diyecekti.[36] Bayar-Demirel görüşmesi 24 Mayıs 1974 günü başlarken, görüşmede Bayar, Demirel’ e, “Yurdumuzun bugün içinde bulunduğu durumda bir Milliyetçi Cephe Birliği kurulması gerektiğine inanıyor musunuz?” diye soru sormuş, AP lideri ise, “Evet, böyle bir istek çeşitli çevre ve kuruluşlar tarafından da belirtiliyor” demiştir.[37]

WhatsApp Image 2018-09-12 at 18

Milliyetçi Cephe Görüşmelerinden, Adalet Gazetesi

DP, daha önce Cephe Hükümeti’ nin kurulması için fikir söylerken, Demirel’ in lider olmasıyla Cephe Hükümetine karşı çıkmıştır. DP, yayınladığı bildiride, AP’ yi eleştirmiş, AP Genel Başkan tarafından bu durum sukunetle karşılanması gerektiğini, bildirinin sonunda “Milletten kopanlar yalnız kalmaya mahkumdur.” denilmektedir.[38]

CHP-MSP Koalisyonu bozulurken, CHP, erken seçim için baskı kurmaya başlamış[39], AP ise, bir genel seçimden uzak dururken, Demirel yaptığı açıklamada; “AP hükümet kurmaktan çekinmez yeter ki, kafi derecede bir güç bulabilsin!” açıklamasını yapmıştır.[40] Bu açıklamadan sonra hükümet kurmak için, AP, CHP’ nin olmadığı bir hükümet istemiştir. Buna göre Demirel’ e iki seçenek kalıyordu:[41]

  • “Ya CHP-DP hükümeti kurulmalıdır veya DP, kendi başkanlığında CHP’ siz bir hükümet kurulmasına imkan vermelidir.
  • AP Grubu, CHP ile bir koalisyon mümkün görmedi ve Demirel’ in başkanlığında, sağ partilerin bir hükümet kurulmasına taraftar oldu.”

Demirel’ e ikinci tercih daha sıcak gelirken Ecevit, Demirel’ e bir CHP-AP Koalisyonu önerirken, bu teklif reddedilmiş, bunun üzerine Ecevit, DP ile temaslar gerçekleştirmiş, olumsuz cevap gelmesi halinde bir azınlık hükümeti ya da Anayasa’ nın 108. Maddesini işletecek erken seçimi gerçekleştirmek isteyeceği düşünülmüştür.[42]

CHP-DP görüşmesinde sonuç çıkmazken, Bozbeyli, “Erken seçimsiz hükümete girebiliriz” demiştir.[43] Bunun üzerine Ecevit, bir azınlık hükümeti kurmayı denerken, partilerin açıklamasında, “CHP’ nin kuracağı azınlık hükümetine destek vermeyeceklerini” söylerken, Adalet gazetesi ise, CHP’ nin azınlık hükümeti kurma karşısında şu manşeti atmıştır:[44]

“Macera heveslilerine “DUR” denmelidir!” şeklinde bir tavır ortaya koymuştu.”

Siyasi partilerin azınlık hükümetine oy vermeyeceklerini açıklamasından sonra Ecevit, görevi Cumhurbaşkanı Korutürk’ e iade etmiştir.

WhatsApp Image 2018-09-12 at 18

Bozbeyli-Ecevit, Adalet Gazetesi

Profesörler Bildirisi

On Dört Profesör yayınladıkları bildiride, “1973 seçimlerinde millet tercihini yapmış, yüzde 67 oyla ekseriyeti, milliyetçi partilere vermiştir.” şeklinde bir bildiri yayınlamış ve sağ partilere uyarı vermiştir. Bildiride, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Tahsin Banguoğlu, Prof. Dr. Oktay Aslanapa, Prof. Dr. Muharrem Ergin, Prof. Dr. Faruk K. Demirtaş, Prof. Dr. Süleyman Yalçın İktisat Fakültesi üyelerinden Prof. Dr. Sabahattin Zaim ve Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mustafa Köseoğlu Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hayri Domaniç, Prof. Dr. Selçuk Özçelik ile diş hekimliği fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Nuri Mugan imzası olan yazıda;

“Türk Milleti 14 Ekim 1973 seçimlerinde tercihini yapmış ve ekseriyeti yüzde 67 oyla birbirine çok yakın partilerden oluşan Milliyetçi CHP’ ye vermiştir.” denilmekte ve “Türkiye’ nin hükümetli ve hükümetsiz olarak son bir yıl içinde devamlı bir şekilde derin bir buhran içinde sürüklendiği” ileri sürülen bildiride özetle şöyle denilmektedir:

“Eğitim ve öğretim hayatımızda adeta bir kazan gibi kaynamakta kanlı bir anarşi istikametinde sür’ atle kaymaktadır. Türkiye ne yapıp yapıp bu gidişi durdurmak mecburiyetindedir.  Bu vazifede ise bütün vatandaşlara iş düşmekle beraber asıl sorumluluk hiç şüphe yok siyasi kadrolardadır. Siyasi kadrolar içinde de asıl sorumluluk elbette ki Milliyetçi Partiler cephesindedir.şeklinde bir bildiri yayımlanmıştır.[45]

WhatsApp Image 2018-09-12 at 18

11 Kasım 1974, Bildiri, Adalet Gazetesi

Bir Ara Hükümet: Sadi Irmak Hükümeti

CHP-MSP Koalisyonunun bozulmasından sonra Korutürk, Z. Baykara’ yı hükümet kurması için görevlendirecekti. Ayrıca Türkiye’ nin Kıbrıs Barış Harekâtını yapması ve ABD’ nin bu çıkarmaya karşılık silah ambargosu uygulamasına başlamıştı. Diğer yandan ülke de anarşi tırmanmaya başlamış, öğrenciler, öğretmenler ve işçiler çeşitli ideolojik kamplara ayrılmış birbirlerine saldırıyorlardı.[46]

Cephe Hükümeti’ nin kurulması için Erbakan, Demirel’ i önerirken, bunun üzerine Demirel, “Beni başkan adayı gösteren Erbakan’ın teveccühüne teşekkür ederim.” demiştir.[47] Böylece Demirel hükümet kurma görevini almamış, bunun yerine Sadi Irmak Hükümeti kurulacaktır.[48] Böylece Irmak, erken seçim için de ayrıca siyasi partilerin kabul edileceği bir formülde arıyordu.[49] Kabinenin açıklanmasından sonra Bozbeyli, “Partiler dışı hükümet hevesleri yeniden ortaya çıkmıştır.” demiş ve AP-CHP’ yi suçlayarak, “Partiler dışı bir hükümet kurulursa sorumlusu AP ve CHP’ dir.” açıklamalarını yapmıştır.[50] Partiler aynı zamanda kurulan Irmak Hükümetine de güvenoyu vermeyeceklerini açıklarken Irmak, liderlerle tekrar üçüncü tur görüşmelerine başlamıştır.[51]

Siyasi partilerin güvenoyu vermeyeceklerini açıklanmasından sonra Irmak, “Hükümeti kuracağım ve en geç yarın ilan edeceğim.” demiş ve CGP’ nin ise, bu hükümete katılacağı belirtiliyordu.[52] Irmak Hükümeti kurulmuş ilk demecinde, “CHP ve AP liderlerinin olumsuz davranışlarından böyle bir hükümet kurduğunu” söylerken, Korutürk kabineyi onaylayarak, Irmak’ a başarılar dilemiştir.[53] Bu kabinenin onaylanmasından sonra Bozbeyli, “CHP ve AP’ nin uzlaşmaz tutumlarının memleketi kötü duruma soktuğunu” ve “Irmak hükümetinin anayasada yeri olmadığını” belirtmiştir.[54]

Güvenoyu vermeyeceklerini önceden açıklayan siyasi partiler, hükümetin bütçe görüşmelerine katılmazken, bütçede ilk kriz çıkmış oluyordu. Talat Asal bu hükümeti, “Halka ilişkisi olmayan hükümet”[55] şeklinde değerlendirmiş, lakin bütçe görüşmeleri için siyasi partilerinde hükümete üye vermesi gerekirken partiler üye vermemeye çalışmışlardır.[56]

Diğer yandan, Milliyetçi Cephe hükümetinin kurulması için çalışmalar hızlanırken, CHP’ nin olmayacağı bir hükümet planlanıyordu.[57] Ev ev sürdürülen toplantılarda, bazı olumlu sonuçlara varıldığı söylenirken, AP, DP, MSP, CGP ve MHP’ ye mensup pek çok parlamenter milliyetçi hükümet kurulması için yönetici kadrolara devamlı baskı yapıyorlardı.

Bir parlamenter verdiği demeçte, “Irmak Hükümeti’ nin kabinesinin parlamentodan “güvenoyu alması imkânsızdır” derken, bu durumda Irmak görevi iade etmek zorunda kalacak ve Cumhurbaşkanı’ da Anayasa uyarınca çoğunluk parti olan lidere verecekti.[58] Aynı zamanda Milliyetçi Cephe hükümeti için bazı yazarlarda destek vermişti. Prof. Dr. Emin Bilgiç yazısında,

 “Sağ dediğimiz milliyetçi dediğimiz cephe kendi didinme ve sürtüşmeleri içerisinde, Milletin ve kendilerinin düşürdükleri durumu göremez olmuşlar, bizi uçurumun kenarına getiren çabaları idrak edemiyecek hale gelmişlerdir. Milletimizin maddi, manevi her türlü dertve davası, yine de meclislerimize dayalı bir hükümet gelebilir. Bu potansiyel, programları, ideolojileri, esasen birbirine çok yakın ve hatta farksız olan ve milletin yüzde 67 reyine dayanan milliyetçi partilerde mevcuttur.”

yazarken[59], yüzde 67 oyu alan partilerim bir “Milliyetçi Hükümet” kurması gerektiğini, halkın bu yönde oy kullandığını yazısında dile getirmiştir.

Milliyetçi Cephe hükümeti kurulması için çalışmalar devam ederken bir yandan Irmak Hükümeti içinde güvenoyu verilmesi için Korutürk partilere seslenirken, CHP ve MSP’ den sonra DP’ nin de ”red” oyu verme kararı[60] hükümetin ise güvenoyu alamayacağı kesinleşmiştir. Irmak Hükümetinin güven oylamasında, CHP tam kadro ile oylamaya katılırken, kırmızı oy kullanmış, MHP ve CGP beyaz oy vermişlerdir.[61] Böylece Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir hükümet güvenoyu alamamıştır.

AP, aynı zamanda DP ile koalisyon görüşmeleri içinde çalışırken Irmak hükümetinin güvenoyu alamamasından sonra, AP ile DP ortak[62] bir hükümet kurmaları için, yapılan yoğun temaslara devam edilmiş, milletvekili arasında yapılan temaslar sonucunda iki parti yöneticilerine de baskı yapılarak böyle bir ortaklığa gidilmesi gerektiği bildirilmiştir.[63] DP Grubu, AP’ nin kuracağı hükümete katılma veya destek olma çağrısını reddetmiş[64] ve Genel Başkanların katılmayacağı bir hükümetin kurulması teklifini tekrarlamıştır.[65]

Demirel bu görüşmeden sonra Hükümet için, “Ortak arıyoruz…” demiş[66] ve Milliyetçi Partileri de birliğe çağırmıştır.[67] Erbakan göre ise tek yol artık bir yeni koalisyondu. Erbakan şu açıklamaları yaparak yeni bir hükümetin kurulmasını şöyle dile getirmiştir:[68]

“Bugün ise gidilecek yol demokratik hayatımızın halen gelip dayandığı merhaleyi aşmasını başarma yoludur. Bu yeni merhale partilerin bir araya gelerek koalisyon kurmaları ve müşterek bir program içerisinde birlikte çalışabilmeleri merhalesidir. Bu merhalenin aşılması için partilerin şahsiyatı bırakıp milli menfaatler için fedakarlıkta bulunabilmeleri gerekmektedir.”

 S. Albayrak, MC’ nin oluşmasında “Aydınlar Ocağı” nın da etkisine şu şekilde değinir ve yorumlar:[69]

“Bu yeni “Milliyetçi Partiler Topluluğu” nun oluşması ve gelişmesinde de en büyük pay, “Aydınlar Ocağı” nda olsa gerektir… Çünkü bu koalisyonun hazırlıkları sırasında, Aydınlar Ocağı, dört parti liderine ayrı ayrı, kendi alanlarında birer konferans verdirmiş ve kendi çevresinde bir “kamuoyu” oluşturmayı becermişti…”

Dört Siyasi Partinin Bildirisi

Dört siyasi parti, AP, MSP, CGP ile MHP bir ortak bildiri yayımlamıştır. Parlamentodaki bütün milliyetçilerin, “aşırı sola ve anarşizme karşı ortak hareket” etmeleri isteniyordu. En kısa zamanda hükümetin kurulmasını istenen bildiride “Komünizmle mücadele” nin amaç olduğu amaç olduğu belirtiliyor ve AP ise hükümet çalışmalarını sürdürüyordu. Buna göre, dört siyasi partinin milliyetçi parlamenterlere yaptığı çağrıda, ülkede iç ve dış sorunların giderek arttığı, buna bir de hükümet buhranının eklenmesi durumun iyice ağırlaştığı öne sürülmüş şu görüşlere yer verilmiştir:[70]

“Hayat pahalılığı ve enflasyonun had safhaya vardığı işsizliğin çığ gibi büyüdüğü ülkemizde bir an önce milliyetçi bir hükümet kurulmalıdır. Bu durumu bahane ederek sokağa dökülen sol ve anarşi ile mücadele edilmelidir. Dışta ülkeyi bekleyen önemli konular vardır. Bunların başında, daha halledilmemiş olan Kıbrıs konusu başta gelmektedir. Öte yandan Amerikan yardımının kesilmesi ile ilgili olarakta bazı yeni kararlar alınılmalıdır.”

Şeklindeki bildiri, Milliyetçi Cephe’ nin temellerinin böylece atıldığını gösteriyordu. DP ise bu bildiriye karşı, bir bildiri yayımlamış, bu bildiride AP ve CHP’ yi suçlamıştır. Bildiri’ de, “AP Genel Başkanı, Başbakanlığın ötesinde milliyetçi cephe’ nin lideri gözükmek istiyor.” demiştir.

WhatsApp Image 2018-09-17 at 17

Dört Siyasi Partinin Bildirisi,24 Aralık 1974, Adalet Gazetesi

Koalisyona Doğru

AP, MSP, CGP, MHP liderleri toplanarak birlikte hareket etme kararı alırken, toplantıdan sonra Demirel, “Hükümet kurma gayretlerimize devam edeceğiz.” demiştir. Feyzioğlu yaptığı açıklamada, “Mutabık kaldığımız seçim ittifakı ve müşterek liste ile sol karşısında millet iradesi daha adaletli bir şekilde ortaya çıkacaktır.” açıklamasını yapmıştır. Siyasi çevreler Milliyetçi partilerin çalışmalarını sürdürerek kısa zamanda memleketin içinde bulunduğu hükümet bunalımını da çare bulabileceklerini belirtmişler ayrıca seçimlerde oy kaybının önlenmesi ve çoğunluğu teşkil eden Milliyetçi seçmenin hüsrana uğratılmaması için siyasi partilerin seçim ittifakı yapabilmelerini sağlayacak yasa değişiklerinin yapılması yolundaki karar da siyasi çevrelerde önemli bir gelişme olarak telakki edilmiştir.[71] Bozbeyli’ de İstanbul İl Kongresin de milliyetçi cephe için “Alsınlar yetkiyi kursunlar hükümeti” açıklamasını yapmıştır.[72]

DP, Milliyetçi Cephe’ ye katılmayı reddetmiştir. Lakin yapılan çağrılar yeniden dile getirilmiş, DP’ nin de “Milliyetçi Cephe Hükümetine” katılmasını istemişlerdi. AP’ den bir yetkili, “DP’ nin gerçek bir milliyetçi parti olduğunu, bu cepheye katılmayı içtenlikle istediklerini” söylemiştir.

AP, MSP, CGP, MHP genel sekterlerinin toplanarak milliyetçi partiler arasında kurulması karar verilen işbirliği konusunda çalışma yapmışlardı. Liderlerin toplanmasıyla beraber kurulacak olan koalisyonla ilgili bir deklarasyon yayınlayacak, Grup toplantısında konuşan AP lideri, “Bunalım artık son bulmalıdır.” demiş ve devamında Süleyman Demirel, “Demokrat Partiye, Milliyetçi Cephe daima açıktır. Bizim kimseyle en ufak bir davamız yoktur...” açıklamasını yapmış[73] ayrıca Demokrat Parti için de Cephe Hükümetine katılması için kapıları açık bırakmıştır. DP’ nin kararının değişmesi için de aynı zamanda baskılar yapılmıştı. Milliyetçi Cephe’ nin yayınladığı bildiride harekete geçen DP’ li milletvekilleri grup kararının yeniden gözden geçirilmesini istemişlerdi. DP ise, Milliyetçi Cephe Hükümetine katılmayacaktır.[74] Bozbeyli, Ankara’ da partisinin il kongresinde yaptığı konuşmada, “Siz benim arkamda olduğunuz sürece ben bu Süleyman Demirel’ i kıratından indireceğim” demiştir.[75]

Milliyetçi Cephe teşkili için çalışan dört siyasi parti genel başkanı tarafından yayınlanan tebliğ[76] siyasi çevrelerde geniş yankılar yapmış, böyle bir cephenin kurulmasını arzulayan milliyetçi çevreler tebliği olumlu karşılarken[77], bildirinin okunmasından bir gün sonra AP Genel Başkanı Süleyman Demirel Daily News gazetesine verdiği demeçte Milliyetçi Cephe hükümetinin kurulmasının gerekçelerini şöyle anlatmaktadır:[78]

 “Milliyetçi Cephe bir ihtiyacın neticesidir. Milliyetçi Cephe, solcu CHP, karşısında, milliyetçi düşüncenin hâkimiyetini savunur. Solcu CHP, Türkiye‟de halk iktidarından bahsederken milliyetçi cephe, millet iktidarından bahsetmektedir. Millet kavramı, halk kavramından çok daha geniştir. Halk milletin sadece bir kısmını ihtiva eder. Ama millet herkesi i&cc